Ege Bölgesi’nde günlerdir devam eden yangın sebebiyle yüzlerce ev ve yapı kullanılamaz hale geldi. İzmir’in Karşıyaka ilçesine bağlı Sancaklı ve Doğançay köylerinde de yurttaşlar yangından canını zor kurtardı malları ise yangına teslim oldu. Yangının etkisinin en yoğun hissedildiği Sancaklı ve Doğançay yurttaşları yangında ve sonrasında yaşadıklarını anlattı.
“4-5 EVİ KENDİ İMKANLARIMIZLA SÖNDÜRDÜK”
Sancaklı Köyü sakini Durmuş Ali, yangın nedeniyle bölgede yangına yapılan müdahalenin yetersiz olduğunu vurguladı. İzmir’in ciğerlerini kaybettiğini belirten Ali, yabani hayvanların da yangında can verdiğini ifade ederek şöyle konuştu:
” Geldik burayı söndürdük, damı söndürdük ama damın içerisinde keçiler olduğunu bilmiyorduk. Ondan sonra çıktık kardeşimin evi tutuştu, bahçesi orayı söndürdük.
Sonra dayımın oğlu kaçırdı burayı söndürdük, halamın oğlunun evine sıçradı. Arazöz geldi büyükşehirden o da yardım etti. Onunla söndürdük. 4-5 tane evi biz söndürdük. Arkadaşlara yardımcı olduk.
“ANALTTIKÇA İÇİN YANIYOR”
Bizim istediğimiz buradaki vatandaşı buraya bırakacaktı. Her taraf yandıktan sonra siyasetçi arkadaşlar geldi, iş bittikten sonra gelmeyin. Burada ekibin başı yok. İtfaiyeyi yönlendirecek bilgili biri yok. Talebimiz devlet karşılarsa, sigorta yok bir şey yok.
Devlet, AFAD ekipleri kendileri de tutanak tuttular, devletin buna kanuni bir şeyi varsa yapar yoksa biz ne yapalım. Birçok kardeşimizin evi yandı.
Burada 1000 yıllık ağaçlar yandı. Şu coğrafyada bunları görmek istemiyorum, çok üzgünüm. Buralarda yetiştik büyüdük, buraları böyle görmek benim için hiç hoş olmadı. İçim acıyor, şu hale bakar mısın? Bu kadar acı bir şey olamaz. Anlatıyorum ama içim çok dolu.
Elektrik yok millet elektriksiz burada bekliyor 4 gündür. Yok böyle bir şey, bu kadar sahipsiz kalınmamalı küçücük bir köy. Buranın önü kesilmiş olsaydı ne Doğançay ne Bayraklı, Karşıyaka’nın akciğeri bugün yok olmayacaktı.
Vallahi sorumsuzluktan kaynaklandı bu. Kimse ilgilenmedi yanan yansın makilik alan dedi bıraktı, gitti. Herkes üzerine düşeni yapmak zorunda, kamu görevlileri için söylüyorum. Vatandaşa görev verirsen yapar vermezsen yapmaz.
İşimiz çok kötü çok zor durumdayız, şu halimize, dağlarımıza bak. Bitti yani bağ bahçe zeytin alanları hepsi yandı. Bütün börtü böcek yandı, yabani hayvanlar hepsi yandı. Çok üzgünüm.”
“BİZE UZANACAK BİR YARDIM ELİ BEKLİYORUZ”
Yangında evini kaybeden Doğançay Mahallesi sakini Cafer Özçelik ise kendilerine uzanacak bir yardım eli beklediklerini vurgulayarak şu açıklamalarda bulundu:
“Evimizde bir şey kalmadı. Dağdan ateş benden önce geldi, bahçem var yukarıda. Ateş benden önce eve geldi. Küçük bir yer yandı hortumu çektim su yok, bahçede havuzda da su yok. Su olsaydı benim başıma bu iş gelmiyordu.
Evimizde her şey gitti. Her şeyim gitti. Hiçbir şey kalmadı. 74’ten beri bu evdeyim. Her şey için yardım istiyorum. Buzdolabı, bulaşık makinesi, çamaşır makinesi, şofben hepsi gitti, hepsi daha yeniydi. Yardım bekliyorum. Kimden gelirse gelsin. Devletimizden mi gelecek belediyeden mi gelecek. Hiçbir şeyim yok. Bir ben varım.”
“EVİMİZ, HAYVANLARIMIZ EŞYALARIMIZ YANDI, YORGUNUZ BİTKİNİZ”
Doğançay mahallesi sakini Selahattin Öztürk’ün de hem evi hem de iş yeri yangın nedeniyle kullanılamaz hale geldi. Yangında can veren 6 köpeğini elleriyle defneden Öztürk açıklamasında şunları söyledi:
“Kümes hayvanlarımız telef oldu. Burada jenatatör, kaynak makinesi, yem karma makinası, kompresör yandı. Evimiz yıkıldı, arka taraf orada barınıyorduk. Neyse ki büyükbaş hayvanımız yoktu o anda. 6 tane köpeğimiz öldü, yandı.
Onları da hemen yakına defnettik. Durum bundan ibaret çok üzgünüz. Yorgun, bitkin, moral sıfır. Biz ihtiyaçlarımızın karşılanmasını istiyoruz, doğadan gelen bir şey bu. Bizimle ilgili olan bir şey değil.
En başta evimizin faaliyete geçmesini istiyoruz. Ondan sonra bu diğer jeneratör, ufak tefekleri zaten saymıyoruz o telef olan tavukları da saymıyorum. Küçük şeylerin peşinde değilim. Bir peşinde olduğum bu ev ve jeneratörler.”
“HEM EVİMİ HEM DE 12 BÜYÜKBAŞ HAYVANIMI KAYBETTİM”
Abdullah Özatak, Sancaklı Mahallesi’ndeki yangında hem evini hem de beslediği 12 küçükbaş hayvanını kaybetti. “Devletimizden bir yardım istiyoruz” diyen Özatak şöyle konuştu:
“Malımız evimiz her şeyimiz yandı. Hayvanlarımız burada yandı, tavuklarımız yandı, evim yandı her şey gitti. Biz buradayız. Bizim istediğimiz devlet bize yardımcı olsun. Gidecek yerimiz yok olan şey neyse buradayız. 12 tane hayvanım öldü, 50 tane tavuğum vardı onlar öldü, köpeklerim vardı onlar öldü. Destek isteriz başka bir şeyimiz yok. Biz bunlarla geçiniyorduk. Hayvanlardan geçiniyorduk, alım satım yapardık, tavukların yumurtalarını satıyorduk geçimimiz buydu. Başka yerden gelirimiz yok, bir sosyal güvencem de yok. Milletimizden, devletimizden bir yardım istiyoruz.
“O KEÇİDEN BAŞKA BİR ŞEYİM YOKTU”
Geçimini beslediği 5 keçi ile yapan Sancaklı köyü sakini Necmiye hanım ise “başka bir şeyim yok” diyerek kendilerine uzanacak bir yardım eli bekliyor:
“Kimseyi bırakmamışlar burada. Sonra duyduk ki ahır yanmış. Sabah araba tuttuk geldik, keçiler serili yanmış, ahır yanmış. 5 taneydi, beşi de yanmış. Onlarla eğleşiyordum ben, başka şeyim yoktu. Bir kilo, iki kilo süt oluyordu. Onlarla eğleşiyordum. Keçi vericeğiz dediler yerine, bilmiyorum bana ne verecekler. Ahır hiç kalmamış, yandı gitti. Teli demiri ne ise yanmış. Bunları verirlerse sağ olsunlar vermezlerse ne diyeyim.”